Seçmenimizin diğer seçimlere göre daha çok ilgi gösterdiği ancak rekor düzeyde geçersiz oy kullanılan bir seçimi gerçekleştirdik. Yerel seçimler gibi birden fazla değil, sadece bir oy pusulası kullanılan ve tek mühürle sonuçlanan oy verme sürecinde geçersiz oy vermede İstanbul, başı çekiyor. Böyle hayati bir konuda bile bu bilgisizlik ve sorumsuzluğu anlamak mümkün değil.
Seçim sonuçlarına baktığımızda, elbetteki algı operasyonu sonuçları da görünmüyor değil. Bir şey var ki vatandaşımız, baskı ve futbol takımı tutar gibi kutuplaşmaya karşı. Sevgi içeren, ötekileştirmeyen, birleştirici söylemler daha çok ilgi görüyor. Anavatan Partisi ve rahmetli Turgut Özal’la başlayan ve kısa bir aradan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la devam eden tek parti iktidarı kolay ve seri karar olmada başarılıydı. Ancak farklı fikir ve düşüncelerin temsiline ve değerlendirilmesine imkân ve fırsat tanımayan bir hükümet modeliydi. Geçmişteki koalisyonlarda karar çıkartılmasında yaşanılan güçlükler de halkımızı bir müddet bu sisteme mecburen sıcak bakar hale getirmişti. Bugünkü seçim sonuçları ise farklı siyasi görüş ve programa sahip partilerin ülke ve halk menfaati için birlikte çalışmaları ve çözüm üretmeleri konusunda meclise girme hakkını elde eden partilere sorumluluk yüklemiştir.
Daha bugünden birbirleriyle koalisyon yapmayacaklarını çok erken ifade eden siyasi parti liderlerinin önemli bazı gerçekleri atladıklarını düşünüyorum.
1- 45 gün içinde hükümetin kurulamaması halinde erken seçim kararı alınacağından yeni meclis işlevsiz kalacaktır.
2- Büyük Millet Meclisi Üyeleri 2 yıl bu görevde bulunduktan sonra milletvekili emekliliği hakkına kavuşmaktadırlar. Erken genel seçim bu imkânı ellerinden alacağı için bu gelişmeye sıcak bakmaları ve onaylamaları beklenmemelidir.
Bana göre bu resimden çıkan mesaj, en çok oy alan partiye destek olunarak uygun bir koalisyonun oluşturulması sonucunda ülkeyi farklı siyasi partilerin birlikte yöneteceği gerçeğidir. Burada önemli olan inadı ve kısır çekişmeyi bir tarafa bırakarak önce millet ve ülke menfaatleri, sonra koalisyonu oluşturacak partilerin programlarıdır. Unutulmamalıdır ki, siyasi partiler ülkeye hizmet ve gelişme için amaç değil araçtır. Doğrusu uyuşmadığımız kişi ya da kurumlara önyargılarla bakmamak, ortak paydaları belirleyip buna göre birlikte bir yol haritası çizmektir. Siyasette erdem ve kemal ancak bununla mümkün olabilir. Sevgiyle kalınız…