Bugun...
Reklam


Avrupa’da Sofraların baş tacı, Bizde hala ‘ekmek arası balık’
Su ürünleri sektörü ülkemizde stratejik önemde bir sektör olarak büyüme hacmini arttırmaya devam ediyor.

Avrupa’da Sofraların baş tacı, Bizde hala ‘ekmek arası balık’
+ -

Avrupa’da Sofraların baş tacı, Bizde hala ‘ekmek arası balık’

Su ürünleri sektörü ülkemizde stratejik önemde bir sektör olarak büyüme hacmini arttırmaya devam ediyor. Son TÜİK verilerine göre, yüzde 10 büyüyen balık yetiştiriciliği, gıda sektörüyle kıyaslandığında en hızlı büyüyen sektör olması ile göze çarpıyor. Avrupa sofralarının baş tacı olan balığın ülkemiz sofralarında istenilen yerini bir türlü alamamasını değerlendiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
Su Ürünleri Yetiştiricilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Adem Tekinay, bizdeki balık kültürünün  ‘ekmek arası balık’ kavramına sıkışıp kaldığını ve bu anlayışı değiştirmek zorunda olduğumuzu söyledi.

Balıktan 692 milyon dolar kazandık

Prof. Dr. Tekinay,  “1990’larda 20-30 bin ton olan yetiştiricilik üretimimiz bugün 230 bin tonlara çıktı. Bu artışta son yıllardaki ihracat atağımız en önemli nedendir. Dünyanın dört bir yanına balık ihraç eder olduk. 2014 yılında 87 ülkeye 116 bin ton su ürünü ihraç edip ülkeye 692 milyon dolar döviz kazandırdık. Dünyada tanınırlığı artan bir sektör haline geldik. Ancak, tüketimde AB ortalaması 20-25 kg iken ülkemizde ise hala 7-8 kg civarında seyrediyor. Özellikle gençlerimize balık tüketim alışkanlığının kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Toplumumuzun balık tüketim anlayışını geliştirmek için çeşitli kampanyalara ihtiyaç var, bu bağlamda Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun gerçekleştirdiği kamu spotu ve afiş çalışmalarını çok başarılı ve yerinde buluyoruz, tebrik ediyoruz” dedi.

“Kokusundan dolayı tercih edilmiyor”

Türk halkının daha çok kırmızı et ve tavuk eti tercih eden bir beslenme alışkanlığına sahip olduğunu söyleyen Prof.Dr. Tekinay, genellikle kıyı bölgelerde balığın tercih edildiğini belirtti. Kokusundan dolayı pişirmekten çekinen ev hanımlarının imdadına, sayıları artan balık pişiricilerin yetiştiğini de hatırlatan Prof.Dr. Tekinay, “Hamsi, sardalyenin çok olduğu zaman ucuz olduğu için tüketim bir nebze artıyor. Ama yeterli değil. Krizlerle boğuşan komşumuz Yunanistan’a baktığımızda kişi başına düşen balık tüketimi 20 kilogram. Hala balık tüketen bir ülke değiliz. Oysa bugün 1 kilo et fiyatına 3-4 kilogram balık alınabilmektedir ” dedi.

“Sağlığa yapılan harcamamız düşer”

Balık tüketiminin, ‘ekmek arası balık’ kavramında sıkışıp kaldığını belirten Prof. Dr. Tekinay, sağlığa olan faydalarını sıraladı. Tüketimin artmasıyla birlikte sağlık sorunlarının da azalacağını kaydeden Prof. Dr. Tekinay, “Balığın sağlığa olan yararları saymakla bitmiyor. Balık bağışıklık sisteminin güçlendirir. Kemik ve diş sağlığında önemli olan D vitaminin karşılanmasında yine balık tüketimi önem kazanmaktadır.  Ülkemizde oldukça sık görülen kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı ve kanser gibi pek çok hastalıktan korunmada önemli sağlık etkilerine sahiptir. Özellikle de kansere yakalanma riskini azaltıcı etkisiyle ilgili her gün yeni bir bilgi öğreniyoruz. Balık tüketime Avrupa’daki gibi önem verirsek sağlığa yapılan harcamalarımız da düşer. Bu olumlu etkilerin sağlanabilmesi için çocuklar, yaşlılar, kadınlar, gençler herkes haftada en az 2 kez (300g.) balık yemelidir” diye konuştu.

Tanıtımlara öğrenci katkısı önerisi

Prof.Dr.Tekinay, özellikle alış-veriş merkezlerindeki balık reyonlarında Su Ürünleri Fakültesi öğrencilerinin hafta sonlarında görevlendirilip; vatandaşlara balık tüketiminin faydalarını anlatmalarının önemli bir tanıtım metodu olabileceğini belirtti.

 




Bu haber 373 defa okunmuştur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
YUKARI