Bir genel seçim daha gerçekleştirilmek üzere. Daha adaylık sürecinde başlayan tartışmalar, henüz durulmadı. Milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulunan bazı siyasiler, daha kendi partilerinin iç mevzuatını incelemedikleri, aday adaylığı hakkına sahip olmadan müracaat ettikleri için kabul edilemeyeceklerini öğrendiler. Bu arada seçimle geldikleri eski görevlerinden istifa ettikleri için geriye de dönemediler ve mağdur oldular. Önemli görev ve mevkilere talip olanların derslerini iyi çalışmadıklarını gördük.
Evi ve kalacak yeri olmadığı ve ayrıca icra takibinde bulunulduğu için ailece bir taşıt aracında barınmasına rağmen aday olan kişi gördük.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın aile bireylerinin adlarını, kendi sivil toplum kuruluşlarının başında veya içinde göstererek seçilme ihtimali bulunan sıraları para karşılığında teklif eden sivil toplum kuruluşlarına rastladık. Partilerinin il ve ilçe örgütlerinde uzun süre çalışmış, sicilleri temiz, eğitimli ve partisinin ruh ve felsefesinden sapmamış adayların yerine oyları azaltan bazı isimlerin listelerde yer aldıklarını gördük.
Listelerdeki sıra adaletsizliğine tanık olduk.
12 yıldan beri milletvekilliği devam etmekte olup, belki de daha büyük vizyona sahip adaylara yerlerini terk etmeyen milletvekillerini gördük.
İzmir'de yaşayan, farklı il ve bölgelerden gelen demografik yapıya göre önemli miktarda oyu temsil eden kanaat önderlerinin değerlendirilmediğine şahit olduk.
Hayatı boyunca kendilerine karşı durarak ağır eleştirilerde bulunan bazı isimlerin, partili olmamalarına rağmen sadece bir kesimden oy getireceği ümidiyle seçilebilecek yere konulduklarını gördük.
Siyasi partilerin yönetim kadrolarında hemen hemen hiç fırsat ve imkân tanınmamış Roman kökenli temsilcilerin listelerde yer aldığını gördük.
Hiçbir kaynağa dayanmayan bol keseden vaatlerin ekonomik durumu pek iyi olmayan halkımıza, özellikle emeklilere yönelik kullanıldığını şaşkınlıkla izledik.
Engelliler ve risk altındaki sosyal gurupların ancak seçimlerde önemsendiğini üzülerek gözlemledik. Daha önce hiç bir yerde işitme engelliyle diyalog kurmaya çalışmayan siyasi lider ve adayların seçim mitinglerinde işaret dili tercümanı kullandıklarına şahit olduk.
Mağduru temsil ettiğini ifade eden ve vitrindeki yönetici ve adaylarının arkasındaki gerçek yöneticilerinin kim ya da kimler olduğu malum bir partiye bir kısım insanın neden yöneldiğini göreceğiz. Ana Muhalefet Partisi’nin toplumun dinamiklerine listelerinde yeterince yer vermemesi sonucu bu partiye geçişler olacağını, bunun siyasal ve sosyal sonuçlarını göreceğiz.
Aday listeleri oluşturulurken kişiliğin, liyakatin, ehliyetin, bilgi ve vizyonun gerektiği kadar göz önünde bulundurulmadığı açıktır.
Hukuka ve demokrasiye uygun, huzurla geçecek bir seçim diliyorum. Sevgiyle kalınız…